HARUN SEYRAN


Elazığ Gastronomisinin Zor Dönemi

Don olayları, bahçelerde umutla yetiştirilen meyve ve sebzeleri yok etti


Elazığ, bu yıl beklenmedik bir soğuk hava dalgasıyla sarsıldı ve bu durum, sadece tarım emekçilerinin değil, Elazığ'ın zengin gastronomi kültürünün de geleceğini tehdit eden bir felaket haline geldi. Don olayları, bahçelerde umutla yetiştirilen meyve ve sebzeleri yok etti. Duyduğumuz hüzün, sadece topraklarda yeşeren umutların sönmesiyle değil, aynı zamanda bu şehrin eski geleneklerinin ve leziz tatlarının kaybolma tehlikesiyle de derinleşiyor. 
Ziraat Odası Başkanı İbrahim Hacıoğullarına, bu zor günleri aşmak için geleneğimizi korumanın ve yaşatmanın önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Elazığ'ın mutfağı, her bir tabağında tarihimizin ve kültürel kimliğimizin izlerini taşır. Ancak bu yıl, meyve ile yapılan tatlılardan orcik, bastık ve pekmez gibi lezzetler, sofralarımızdan uzakta kalacak gibi görünüyor. Bu durum, hem üreticileri hem de geleneklerimizi yaşatmaya çalışanları derinden etkiliyor. 
Elazığ'ın eski yemek kültürü, sadece nostaljik bir tat değil; aynı zamanda toplumsal bağlarımızı güçlendiren, ailelerimizi bir araya getiren ve bizleri köklerimize bağlayan bir hikayedir. Şimdi, evlerimizde bu değerli tarifleri yeniden canlandırmak için el birliğiyle odaklanmalı ve yaygınlaştırmalıyız. Ev yapımı Elazığ yemeklerinin ve tatlılarının, sofralarımızda yer alması için mücadele etmeliyiz. Bu lezzetler, sadece tat olarak değil, aynı zamanda sevdiklerimizle paylaştığımız anların zenginliği açısından da büyük bir öneme sahiptir. 
Zorluklar karşısında Elazığ'ın gastronomi mirasını yaşatmak, bize düşen bir sorumluluktur. Bir araya gelerek, yerel üreticilere sahip çıkmak ve onları desteklemek, bu krizi aşmanın en etkili yolu olacaktır. Belki de şu an yaşadığımız bu olumsuzluklar, geçmişimizdeki zengin tatları yeniden keşfetmemiz için bir fırsat sunmaktadır. Yöresel lezzetlerimizi koruyarak, sadece yaşatmayı değil, aynı zamanda gelecek nesillere aktarmayı da garanti altına alabiliriz. 
Elazığ, sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir gastronomik hazine. İleriye dönük düşünmeli ve bu değerli mirası koruma konusunda dayanışmalıyız. Her krizin ardından bir umut ışığı doğar, bu ışığı birlikte büyütmek ise bize düşer. Gelin, geçmişten bugüne taşıdığımız böyle bir mirası yaşatmak, geleceğe taşımak için daha çok çaba sarf edelim. Bu zengin kültür yalnızca bizim değil; aynı zamanda bu toprakların ruhunu yansıtan bir hazine.