Tüm Emekliler Derneği Başkanı Mehmet Kayabaş "Yaşamak mı Bu? Emekli Bayramı Unuttu, Hayatı da…”

Tüm Emekliler Derneği Başkanı Mehmet Kayabaş’tan yürek dağlayan açıklama: “Emekli pazara çıkamıyor, torununa sarılamıyor, kurban kesemiyor. Yaşamaktan ne anlıyoruz ki sanki… Belki de yaşamasak daha iyi…”

GÜNDEM 1.06.2025 14:40:00 0
Tüm Emekliler Derneği Başkanı Mehmet Kayabaş
Haberi Sesli Oku

Türkiye’de milyonlarca emekli, Kurban Bayramı’na umutla değil, karşılayamıyor. Eskiden torunlarına bayramlık alan dedeler, şimdi torunlarının yüzüne bakamıyor. Hayat bayram değil artık, her gün biraz daha eksiliyor içlerinden. Gittikçe yalnızlaşıyorlar, yoksullaşıyorlar, yok sayıldıklarını söylüyorlar.

Tüm Emekliler Derneği Elazığ Şube Başkanı Mehmet Kayabaş, emeklilerin içinde bulunduğu çıkmazı tarif ederken sesi titriyor, yüreği sızlıyor:
“Bir zamanlar emekli olarak yaşamak bir umut demekti bizim için. Şimdi ne için yaşıyoruz bilmiyoruz. Belki de yaşamasak daha iyi… Torunlarımızın yüzüne bakamıyoruz. Pazara çıkmaya utanıyoruz. Kurban Bayramı geliyor ama kurban kesmek şöyle dursun, mutfakta tencere kaynamıyor. Emekli artık hindi bile kesemez hale geldi…”

Kayabaş, yıllar geçtikçe artması gereken desteklerin tam tersine düştüğünü şu sözlerle anlattı:
“2018’de bayram ikramiyesi emeklinin maaşının yüzde 60'ına denk geliyordu. Bugün yüzde 20'lere düştü. Bir buçuk asgari ücret alan emekli, bugün asgari ücretin çok çok altında… Dul ve yetim maaşına Bin 500 lira ikramiye veriliyor. Bu bir bayram hediyesi değil, adeta sadaka… Bu milletin onurunu incitiyor.”

“KÖK MAAŞ DİYORLAR, KÖK YOK Kİ… KURUMUŞ!”
Kök maaşa göre yapılan zamların adaletsizliğini ise şu sözlerle dile getiriyor:
“Her şey kök maaşa göre deniyor. Ama ortada kök mü kaldı? Kök kurumuş. Baltayı vursan su çıkmaz. Emeklinin sofrası bomboş. Sırtında kambur, elinde reçetesiyle eczane eczane geziyor ama ilacını alamıyor. Çocuklarına yük olmayı içine sindiremiyor ama başka çaresi yok…”

“MECLİS KENDİNE ZAMMI UNUTMUYOR, EMEKLİYİ HER BAYRAMDA UNUTUYOR”
Kayabaş’ın sitemi sadece açlığa değil, adaletsizliğe de:
“Milletvekilleri kendi maaşlarına zam yaparken hiçbir şeyi unutmaz. Ama emekliye sıra gelince susulur. Bizim sesimiz duyulmuyor, çünkü bizim yerimizde kimse yok. Emekliye temsil hakkı verilmediği sürece bizi anlamazlar. Oysa biz bu ülkenin hafızasıyız, emeğiyiz, geçmişiyiz. Şimdi ise unutulmuşluğun içindeyiz.”

“GEÇİNMEK DEĞİL, YAŞAMAK BİLE İMKANSIZ”
Hayatın içinden bir tablo çiziyor Kayabaş, sesi her cümlede daha da ağırlaşıyor:
“Ev kirası olmuş yangın, markete girmek cesaret istiyor. Emeklinin eline maaş geçiyor ama daha ilk haftada bitiyor. Kalanı utançla, eksiklikle yaşıyoruz. Hele ki evin yoksa, çocuk okutuyorsan, kimseden destek de göremiyorsan… Eyvah! Eyvah ki ne eyvah!”

“BİZ YAŞIYOR MUYUZ?”
Ve en dokunaklı cümle şu oluyor:
“Bize yaşamayı reva gören varsa, gelsin bir gün bizimle yaşasın. Marketin önünden eli boş geçsin, torunun ‘Bayramda ne alacaksın dede?’ diye sormasından korksun. O zaman anlayacaklar. Çünkü biz yaşıyor gibi değiliz artık."