Bazı hikâyeler sıradan değildir.
Bazı insanlar geldikleri yeri değiştirmekle kalmaz, tarih yazar.
Eniz Erkan, Elazığ’ın tozlu sokaklarında başlayan bir çocukluk hayalini, Doğu Anadolu’nun en modern, en prestijli eğitim yapılarından birine dönüştürdü.
Yöntemim Okulları artık sadece Elazığ’ın değil, Türkiye’nin dört bir yanında örnek alınan bir başarı modeliyse, bu; bir adamın vazgeçmeyen yüreği, yılmayan aklı ve sarsılmaz inancıdır.
Burada her duvar tuğlayla değil, vizyonla örülmüş.
Burada her öğrenci sadece sınava değil, hayata hazırlanıyor.
Ve burada her adım, “Taşrada olmaz” diyenlere verilmiş tokat gibi bir cevaptır.
Bu bir okul değil… Bu, Elazığ’ın yeniden doğuş hikâyesidir.
Ve şimdi, bu destansı yolculuğun mimarı Eniz Erkan’ın Ayışığı Gazetesine verdiği o özel röportaj….
1. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Eğitim yolculuğunuz nasıl başladı?
1974 Elazığ doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Elazığ’da tamamladım. 1997 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden mezun oldum. 28 yıldır sürekli özel öğretim kurumlarında çalıştım. 1999 yılında arkadaşlarımızla beraber Yöntem Dershanesi’ni kurduk. Her geçen gün büyüyerek, şu anda kurucusu ve idarecisi olarak çalışmakta olduğum Yöntemim Okulları’nı 2014 yılında kurarak bugüne taşıdık.
2. Özel Yöntemim Okulları’nı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? 11 yıl önce bu adımı atarken hedefiniz neydi?
Dershanecilikte 15 yılı geride bıraktıktan sonra, aziz şehrimize yakışan bir yatırım yapmayı ortaklarımızla hedefliyorduk. Bu hedefler doğrultusunda, gereken altyapı çalışmalarını kesintisiz sürdürüyorduk. Bu sırada Milli Eğitim Bakanlığı, dershaneciliğin bitirileceği yönünde açıklamalarda bulundu. Biz de bunun üzerine fikirlerimizi hızlandırıp, şehrimize yakışan, bugün faaliyette olan Yöntemim Okulları'nın temelini attık. Çok şükür, Allah nasip etti. Bugün Elazığ’ın eğitiminde zirveye oturan Yöntemim Okulları adını gururla taşıyoruz.
3. Bugün gelinen noktada Özel Yöntemim Okulları’nı diğer okullardan ayıran temel farklar nelerdir?
Yöntemim Okulları, öncelikle tüm kurucuları eğitimci olan bir kurumdur ve şunu belirtmek gerekir ki, kurucuların tek işi eğitimdir.
“Yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisidir.” sözünden yola çıkarak şunu da belirtmek gerekir: Dershanecilikte de çok popüler bir ismi yakaladık ve zirveye oturduk. Şu anda okulumuza, daha önce bizim dershanemize gelip üniversiteyi kazanıp iş hayatına atılmış öğrencilerimiz, çocuklarını getirmeye başladı.
1999 yılında kurulduğu günden beri bir arada çalışan ve birbiriyle uyumlu bir çalışma ekibine sahibiz. Bu durum, birçok insana güven vermektedir.
Her yıl düzenli olarak anketler yapıp eksiklerimizi tespit ediyor ve işimizde kaliteyi yükseltmekteyiz.
Her yıl eğitim kalitesini artırmak için işimize yenilikler katmaktayız. Örneğin, önümüzdeki yıl anaokulu, birinci sınıf ve beşinci sınıflarda, Oxford Yayınları’nın müfredatından yararlanarak belirli dersleri İngilizce anlatacağız.
Okul yerleşkemiz, gerçek bir kampüs alanıdır. Her okulun bahçesi, lavaboları, giriş-çıkışları ve yemekhaneleri ayrıdır. Binamız, okul olarak projelendirildiği için öğrencilere gerçek bir eğitim ortamı sunmaktadır.
Okulumuz, sanat, spor ve sosyal etkinlikler konusunda tam donanımlı bir okuldur. Bu da öğrencilerimizin mutlu bir eğitim hayatı sürmelerini sağlamaktadır.
4. Okulunuzda uyguladığınız “özel yöntem” nedir? Öğrenciye nasıl dokunuyorsunuz?
Öncelikle, öğrenciyle barışık bir kadro oluşturuyoruz. Kendisiyle, yani öğrenciyle kavgalı personeli bünyemizde istemiyoruz. Şunun da özellikle farkındayız: Mutlu çocuk, mutlu okul, mutlu toplum demektir. Ayrıca, çocukların beslenmesinden yaşadıkları ortamın hijyenine kadar, eğitim dışındaki tüm paydaşlarımızı da özenle seçiyor ve bizzat kendimiz denetliyoruz.
5. Eğitimde teknolojiyi nasıl kullanıyorsunuz? Dijital çağla nasıl bir uyum içindesiniz?
Tüm sınıflarımız interaktif akıllı tahtalarla donatılmıştır ve tüm yayınlarımız bu tahtalara yüklü halde öğrencilerimize sunulmaktadır. Birçok sınıfımızda, yaklaşık 15 günde bir her öğrenciye özel olarak STEAM deneyleri yapılmaktadır. Ayrıca, aylık robotik kodlama derslerinin sonunda öğrenciler, kendi yaptıkları basit robotları evlerine götürmektedir.
Sınav gruplarında ise yapay zeka destekli otomasyon sistemleri kullanılarak öğrencilerin eksikleri tespit edilmekte ve bu eksiklere yönelik kişiye özel soru bankaları oluşturulmaktadır.
6. Akademik başarının yanı sıra öğrencilerin sosyal-duygusal gelişimi için neler yapıyorsunuz?
Okulumuzda “Yaşam ve Teknoloji Merkezi” olarak isimlendirdiğimiz özel bir koridor bulunmaktadır. Bu alanda sekiz farklı sosyal etkinlik atölyesi yer almaktadır. Atölyeler arasında robotik kodlama, drama, mutfak, müzik, akıl oyunları, jimnastik ve resim-seramik gibi öğrencilerin ilgisini çeken birçok alan bulunmaktadır.
Okulumuzda iki adet kapalı spor salonu mevcuttur. Ayrıca tenis kortu ve halı saha gibi açık alanlarımızla da spor etkinliklerini ciddi şekilde desteklemekteyiz. Son on yıllık süreçte yaklaşık 5 bin lisanslı sporcu yetiştirerek bu alanda da önemli bir başarıya imza attık.
7. Öğretmen kadronuzu oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Kadronuzda sürekliliği nasıl sağlıyorsunuz?
Kadronun büyük kısmıyla çok uzun yıllardır bir aile ortamı gibi çalışmaktayız.
Kadroya yeni katılacak olan öğretmen adaylarının alımlarında, idareci ve öz zümrenin öğretmenleri ile dersini dinleriz ve verilen ortak kararla yeni arkadaşımızı kadroya katarız.
Öğretmenlerin akademik başarısının dışında, sosyal ilişkilere ve hayata pozitif bakışları bizim için çok önemlidir.
8. Velilerle olan iletişiminizi nasıl kuruyorsunuz? Aile-okul iş birliği sizin için ne ifade ediyor?
Okulumuzda kural olarak, herhangi bir sınıfın sınıf öğretmeni ayda bir defa, rehberlik öğretmeni ise bir defa veliyi aramak zorundadır. Böylece tüm velilerimizle en az ayda iki defa zorunlu bir iletişim kurulmuş oluyor.
Ayrıca, velilere yönelik seminerler, okuma bayramı, mezuniyetler, şiir akşamları ve benzeri etkinliklerle okul içerisinde aktif bir etkileşim sağlamaktayız.
9. 11 yıl boyunca sizi en çok duygulandıran veya gururlandıran anı bizimle paylaşır mısınız?
Okulumuzun açılışında Sayın Bakanımız Bülent Tüfenkci bizleri onurlandırmıştı. Daha sonra ulusal basında kurmuş olduğu cümle bizleri çok gururlandırmıştı. Sözlerine şöyle başlamıştı: “Elazığ’da bir okulun açılışına katıldık. Birçok ülkeyi ve şehri geziyoruz, bu kadar harika ve kaliteli bir okul görmedim.” demesi bizleri son derece onurlandırdı.
10. Öğrencilerinizin sınav başarısı dışında hayata hazırlanması için özel projeleriniz var mı?
Sınav başarısında, öncelikle etken tartışmasız akademik başarıdır. Bu, zaten yıllarca dershanecilik yapmış bir ekip olduğumuz için bizim için çok kolay ve sıradan bir çalışmadır. Bunun yanında, özellikle yabancı dil eğitimi, sanat ve spor alanlarında aktif olarak çalışıp öğrencilerimizin yeteneklerini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ayrıca, milli ve manevi değerlerine bağlı, ahlaklı bireyler yetişmesi için de çaba göstermekteyiz.
11. Elazığ’daki eğitim anlayışına ne gibi katkılar sunduğunuzu düşünüyorsunuz?
Türkiye birincilikleri de dahil olmak üzere sınavlarda, özellikle çok iyi başarılar kazanarak Elazığ’ın adını üst noktalara taşıdık. Sporda ise sadece ilimizde değil, bölgede, Türkiye genelinde ve Avrupa’da öğrencilerimiz başarı göstererek Elazığ’ı tanıttılar.
12. Bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluk neydi? Nasıl aştınız?
Özellikle okulun kuruluş aşamasında, birçok kişi Elazığ’ın sahipsiz olduğunu ve bu yatırımı yapmamızın boşuna olduğunu söylüyordu. Fakat Elazığlılar, açıldığımız günden beri bize ve yaptığımız bu yatırımı ciddi anlamda sahip çıkarak desteklemiştir. Huzurlarınızda tüm şehrimize teşekkürlerimizi iletmek istiyorum.
13. Önümüzdeki yıllar için Özel Yöntemim Okulları adına nasıl bir vizyonunuz var?
Eğitimde zirveyi bırakmadan, çocuklarımıza ve gençlerimize en kaliteli hizmeti sunmak.
14. Türkiye genelinde şubeleşme ya da yeni projeler gündeminizde mi?
Bildiğiniz gibi, Milli Eğitim Bakanlığı, şubeleşmenin önüne bazı kısıtlamalar getirdi. Biz, şimdilik kendi şehrimizde, Elazığ’ın bir markası olarak okulumuz ve kurslarımızla Elazığ’a hizmet etmeyi planlamaktayız.
15. Son olarak; eğitimci olmak isteyen gençlere ve velilere ne mesaj vermek istersiniz?
Bu iş bir yürek işidir, özellikle çocuklarla barışık, gençleri anlayan insanların işidir. Dünyanın hiçbir yerinde, ekonomik olarak insanların köşeyi döndüğü bir meslek grubu değildir. Bu nedenle, özellikle idealist insanların işidir. Sadece bir alanda akademik olarak yetişmiş olmak yetmiyor; kendini tüm alanlarda yetiştirmiş, gerçek bir genel kültüre sahip, pozitif ve idealist insanların işidir. Hakkını verirseniz, padişahların önünde yürüyen Akşemsettinler olursunuz.