Kendimi bildim bileli severim bu Aziz şehir-i
Olanıyla olmayanıyla iyisiyle (kötü demek gelmiyor içimden) iyi olmayanıyla başarılmışlıklar yada biraz daha gayret edilmeliydileriyle severim hem de nerde kim bir nefes bile olsa bu şehrin türküsüne eşlik etse mutlu olur coşkum artar gururum kabarır.
İnanın öylesine milliyetçilik demegojisi değil bunlar gerçek memleket sevgisi demek istediğim.
Yakın zamanda "Gastronomi" etkinliği ve çalıştayı yaptık (modern söylemiyle ) yani biz bize bir araya geldik. Bir iki tencere El-Aziz aşları pişirdik. (Cumhuriyetin 100.yılında 100 yemek) yani.
Herkesleri ama herkesleri çağırdık hem pişirmeye hem de aynı tabakta yemek yemeye…
Öylede oldu (gelen gelemeyen ayırmadan herkese ) sonsuz teşekkür ediyorum. Şuan o kabarmış coşkum ve memleket türküm kalbimden dillenirken minnetlerimi arz ediyorum.
Dünü yarınlara nasıl taşısak.
Bizi biz yapan değerlerimiz (gastronomi demiş madem yeni yetmeler ki desinler olsun ama ) El Aziz'in kök salan Harput kokan anne eliyle yemekleri sanat değerinde aşlarını da pişirip yesinler' diye topladık mahalleyi.
Büyüklerimize ustalarımıza danıştık nasıl yapalım ? Sağ olsunlar destek verdiler. Devletimizin ilgili kurumları El-Aziz'e kayıtsız kalmadı. "Proje " sunulunca onca bürokrat bilgi tecrübe ve sorumluluklarıyla tabi ki değerlendirip katkı sağlayıp onayladılar. Onurlandırdılar bizi teşvik ettiler. Çok tabi ki AŞ pişirmek masraf işi destek oldular, cömertlik gösterdiler. Onlarda hassas ve bilmiyorlardı tek kuruşun sorumluluğu terletir temiz vicdanları. Lakin iltifatla tebrikle el verdiler bin sağ olsunlar. Biz bize hatırladık her AŞ'ta bu memleketin türkü tadında bütün değerlerini ve yarınlara kıvançla sunmayı.
Bir AŞ yapmaya çalıştık sofra kurup ne zamandır yaşanan afetlerin moral bozukluğunda aynı pilavı paylaşmanın tadında birlik olalım moral bulalım dedik .
Bundan dolayı çokta tebrik fikir öneri aldık. Gene bin minnet.
Hatta gene yapalım talepleri ayrıca güzel ve önemliydi.
Yalnız bunun yanında önemli olan yapılan eleştiri ve tenkitleri duyabilmek anlayabilmekti.
Çünkü biz bize pişirirken ve türkü tadında sofrada yerken olamamanın maalesef üzüntüsü ile yada bir dahakine böyle olsa talepleri ile bizde olsaydık keşke demek isteyebilirlerdi.
Evet buyurun lütfen sizde buyurun hatta bütün mahalleyi alın gelin ! Sofra ne kadar kalabalık olursa o kadar (ekonomi olmaz ) 5 bin kişiyle Halil İbrahim bereketi olur. Birlik olur güç olur. Çok etkili olur ses olur. Buradan başka başka "projelere "fikir olur ilham olur. Bu çok yönlü kişi yada kurumlar nezdinde kabul görür destek olur. "Gastronomi " "Turizm " "Sanayi" ve diğer alanlarda inşallah girişimcilik ruhu olur , AR-GE olur . Vallahi çok güzel olur. Elazığ ın ve Elazığ'da bulunan herkesin hak ettiği nezih müesseseler ve enfes Elazığ yemeklerinin yenebileceği mekanlar olur. Biz istersek yapılana bir dirhem destek verirsek her şey olur. Önemli olan olanı ağız tadıyla yiyebilmektir. Pişmiş aşa su katmak marifet değildir!
Not:
Arayarak bizzat sosyal medya yada basın ile her anlamda katkı sunan herkese teşekkür ederiz.
