HARUN SEYRAN


Özümüze dönmeliyiz

Merhaba, selam olsun güzel ülkemin güzel insanları.


Merhaba, selam olsun güzel ülkemin güzel insanları.  Bugünden itibaren Favori Lezzetlerde ve Ayışığı Gazetesinde her hafta birlikte olacağız. Lezzetli Aziz Şehir Elazığ’a, lezzetli ellere, kimi zaman sıcak, kimi zaman görkemli sofralara konuk olacağız.
    Harput bulunduğu stratejik konum, eşsiz kültürel ve mutfak zenginliklerine sahip kadim bir şehir için, uzun soluklu olmasını arzu ettiğimiz bir arayışımız var. Büyüyen kültür sınırlarının ortadan kalktığı ve geç kaldığımız dünyada tekrar kendimizi hatırlatabilmek için.
    Birikim ve zenginliğimizle, binlerce yıldır Elazığ’da her kesimin içinde olduğu ortak hedefler, ortak dil ve ortak emekler ile şekillenmiş somut olmayan soyut kültür varlığımız olan mutfak…
    Elazığ mutfağı olmadan ne kimliğimizi doğru açıklayabiliriz ne de anlamlı kılabiliriz. Dünya uygarlığının temellerinin atıldığı bu bereketli Harput coğrafyası sadece bize değil artık bütün Türkiye’ye ışık tutuyor.
    Elazığ Mutfağı eşine az rastlanır lezzetleri içinde barındıran özgün mutfağı ile Türk mutfağının ilk sırasında yer aldığının geleceğe aktarılması, sorumluluk ötesinde fedakârca çabalar gerektiriyor.    

   Elazığ 2023’e bu hedefler ile girilmeli. Elimden geldiğince mutfak kültürünü Elazığ’ın her köşesine ulaşmaya çalışacağım. Son dört yıldır yaptığım da bu.
    Son yıllarda hangi öncelikler ile büyüyebileceğimizi tartışıyor.
    Elazığ’ın gastronomi adına kültür çerçevemizin içinde buluşturmayı başarabilmeliyiz. Gastronomi kavramı dendiğinde; aynı zamanda bu yiyecek ve içeceklerin üretimi, işlenmeleri, pişirme teknikleri, saklanması ve diğer taraftan bu ürünlerin servisine yönelik teknikler, kullanılan araç ve gereçler, mutfağın konumu ve mimarisi,  toplu yemek törenleri ve bu noktada gelişen inançları da kapsayan, kültürel yapı akla gelmelidir.

   Elazığ olarak gastronomi açısından hak ettiğimiz yerde olmadığımız ortada. Peki, ne yapılmalıdır? İhtiyacımız olan kendi topraklarımızın bereketine ve bu topraklara değer oluşturan insanlarına güvenen sevgi ve saygı temelli bir yönetim ve sahip olduklarının farkında olan bir toplum.  
Yani kendimiz olmalıyız ve özümüze dönmeliyiz.

Hamdı, Pişti, Ve oldu…

   Tarihi Harput’ta çok çeşitli kültürler buluşup kaynaşarak alabildiğince zengin bir mutfak kültürü oluşturmuş ve bu zengin mutfak, bu günkü nesillere kültür mirası olarak kalmıştır. Elazığ mutfağı; et ve sebzenin en uygun oranlarda karıştırılıp sunulduğu yemekleri içerir. Sebzeler, hem taze, hem kurutulmuş, hem de salamurası yapılmış halde tüketilir. 

   Elazığ mutfağında meyveler de önemli bir yer tutarak dengeli beslenme yanında sağlıklı ürünler de sunar. Elazığ mutfağında hiçbir şeyin telef olmadığını, bir şekilde değerlendirilerek israftan kaçınıldığı görülür. Yakın çevresindeki illeri bir zamanlar içinde barındıran Harput mutfağı çeşitli din ve ırklara mensup grupların mutfaklarından ve damak zevklerinden etkilenerek, bugünkü zenginliğine ulaşmıştır.
   Elazığ Mutfağı geçmişten itibaren Türk yaşam şeklinin, Türk beslenme alışkanlıklarının ve kültürel etkileşimlerin bir sentezi sonucu sürekli zenginleşerek; başta sağlık olmak üzere, kullanılan et, sebze, meyve, yoğurt ve kışlık kurutulmuş malzemeleri ile 4000 yıllık lezzet ve birikimiyle günümüze kadar ulaşabilmiştir. Orta Asya, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı mutfaklarının birleşimi olarak değerlendirebileceğimiz Harput mutfağı; tereyağı, et ve tahıl çeşitleriyle birbirinden lezzetli geleneksel tatlar içeren 1300 çeşide yaklaşan bir yemek yelpazesine sahiptir.
   Değerli eşim Mehtap Özer Seyran’ın kaleme aldığı Elazığ No:23 Mutfağından Yemek Ansiklopedisi adlı çalışmada ki, unutulmuş Elazığ yemeklerini, köşe yazımda siz değerli okuyucularımız ile paylaşacağım.

   Özlenen günlerde buluşmak üzere…