Başarılı İş İnsanı Ömer Ertan: “Halkın değerlerini dışlayan, kendi amaçları için devleti kullanan ulusalcılarla birlikte olmamız mümkün değil.” Ertan, Ayışığı'na verdiği özel röportajda çok önemli mesajlar verdi
Milliyetçi olmak zor iş. Zamanın ve zeminin onlara yüklediği misyonlar var. Misyonu “duygu-düşünce” bozulmasına uğramadan, davaya ihanet etmeden yola devam etmek ve tuzaklara takılmamak da zor. Her davada yola 'inanmış' birkaç kişiyle çıkılır. Yolun ileri duraklarında kalabalıklar karışır onlara. Sıkıntılar, mahrumiyetler, kalabalıktan geriye sadece dava adamları kalır. Onlar yalnızdır, çoğu zaman anlaşılmazlar, hatta kendilerini anlatamadıkları dönemler çoğalır. Her dava ve misyon adamının kendine ait özel bir dünyası vardır, bu dünya kimi zaman dış dünya ile çatışır kimi zaman da örtüşür. Başarılı İş İnsanı Ömer Ertan, hayatı “davası” ekseninde yaşıyor. Ertan, “Bugünlerde milliyetçilik bir sınavdan geçiyor. Ortalık “ulusalcı” ve “milliyetçi” kaynıyor. Sokaklar tedirgin, meydanları büyük belirsizlikler bekliyor. Tam bu noktada dava sahiplerinin sesi daha da anlamlı hale geliyor.
Dava uğruna geçmiş yıllar var geride... Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi, dava için kim var denildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diyebiliyorsan. Önemli olan doğru yerde, doğru zamanda, doğru iş yapmaktır. Bir Müslüman “ahh keşke şunları yapsaydım” demez. Ben rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Başkanımız gibi inandıklarımı yaptım ve yapacağım.” dedi. İşte! Başarılı İş İnsanı Ömer Ertan'ın, Ayışığı Gazetesine vermiş olduğu o çok özel röportaj…
Sayın Ömer Ertan sizi tanıya bilir miyiz?
17.11.1981 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. Bütün eğitim öğrenimimi Elazığ'da tamamladım. Fırat Üniversitesi Bilgisayar Bölümü mezunuyum. İş hayatına lisede okurken başladım. 2005 yılında askerliğimi yaptım. Asker dönüşü Turkcell İletişim Danışmanı olarak görev yaptım. 2009 yılında kendi iş yerimi kurdum. 2009 yılında Yediemin Otopark olarak Elazığ'da hizmet vermeye başladım. Daha sonra çekici ve kurtarıcı alarak iş kolunu büyütmeye devam ettim. 2014 yılında oto alım satımını da bünyeme kattım. Yıkım ve hafriyat iş kolunda bünyemizde yapmaya başladık. Okul zamanında önce nizami alem ocakları daha sonra isim değiştirerek Alperen Ocaklarına gitmeye başladım. Çeşitli görevlerde bulundum. Alperen Ocakları Elazığ İl Başkanlığını yaptım. Büyük Birlik Partisinde yönetimde yer aldım. BBP İkinci Başkan, İl SSekreterliği görevlerinde bulundum. 2014 yılında BBP Elazığ Belediye Başkan Adayı olarak seçimlere girdim. Bir çok sivil toplum kuruluşlarında görev yaptım.
Muhsin Bey'i diğer siyasîlerden ayıran tarafı neydi?
Muhsin Başkan'ın güvene dayalı bir ilişkisi vardı. Çıktığınız yolda asla yalnız kalmazdınız. Sonu nereye varacaksa varsın, güven ilişkisini zedeleyecek hiçbir davranışta bulunmazdı. Muhsin Yazıcıoğlu adı dava arkadaşlığının mührüydü. Dürüsttü ve pragmatizmden uzak bir soyluluk sahibiydi. Başkan olmasına rağmen baskıcı ve jakoben anlayıştan uzak duran, kolektif bir arkadaşlık ağına ehemmiyet veren, ülke ve memleket menfaatlerini ön planda tutan bir anlayışa sahipti. Muhakkak arkadaşlarıyla istişare ederdi. Hatta genel başkanlık yaptığı dönemlerde, “Ben fikrimi söylemeyeyim, sizin fikrinizin sözcüsü olayım” derdi. Kimseyi fikriyle etki altına almamak için yapardı bunu. Ben onu “delikanlı adam” tabir ediyorum. Sözünün eri, doğru konuşan, emanete hıyanet etmeyen bir adamdı. Bu zaten Müslüman Türk'ün şiarıdır. Müslümanlıkla münafıklık arasındaki fark da budur zaten.
BBP ne zaman kuruldu?
29 Ocak 1993'te de Büyük Birlik Partisi kuruldu. 99 kurucuyla. Hilâl içindeki gülü Muhsin Başkan sevmiş. Hilâl, Türk-İslam anlayışının simgesi; gül de Peygamber Efendimiz'in (sas) remzi olduğundan makul geldi. Bunun bir gençlik kolları olmasından ziyade ocak kolu olmasını istedi. Çünkü politize olmuş bir gençlik istemiyordu, daha sivil veya kalıbı içerisinde kalsın diye Nizâm-ı Âlem Ocakları'nı teşkilatlandırdı.
Alperen Ocakları ne zaman kuruldu?
29 Ocak 1993'te de Büyük Birlik Partisi ile birlikte Nizâm-ı Âlem Ocakları kuruldu. Muhsin Başkanımızın müthiş bir ikna kabiliyetiyle ilk adı Nizâm-ı Âlem Ocaklarıydı; daha sonra isim olan Alperen Ocakları olarak değiştirildi.
Alperen Ocakları Başkanı iken sizinle görüşmek isteyenler, size kolay ulaşabiliyor mu?
Yaygın bir kanaattir. Vatandaş ulaşamadıkları siyasetçileri güçlü zannediyorlar. İsteyen her vatandaş, hiç zorlanmadan bana ulaşabiliyordu. Ulaşılamayan siyasetçiler, kartondan kuleler gibidir. Üflenince uçar giderler. El atına binen tez iner” Harama göz yummadık, bundan sonra da onunla işimiz olmaz. Yanlış ata asla binmedik, binmeyeceğiz.
Müslüman kişi yanlış yapar mı?
Muhasebesi olur ama 'keşkesi' olmaz. Yaptıklarınız yanlışsa ondan ders alırsınız…
Yanlış bulup ders aldığınız ne var geçmişinizde?
Genç yaşta ülke sorumluluklarını üstlenmiş bir kuşağız biz. Kendimize göre dünyayı yerinden oynatacak ideallerimiz vardı. Farklı düşünceleri anlamalı ve onlardan da zenginlik üretebilmeliyiz. Kavgaların, darbelerin sorunları çözmediğini hayat bize öğretti.
Parasız siyasetin olmadığı bir dönemde bu işi nasıl çözeceksiniz?
Bakınız birileri Elazığ'dan ayrılıyor, bir yerlere kapağı atıyor. Anasında, babasında, akrabalarında dişe dokunacak mal varlığı olmayan bu zat, kısa sürede altına ve bazı bir partinin binasını döşüyor, Elazığ'a geliyor. Servetine diyecek yok. Haa… Ben bunu yapamam ve yaptırmamda. Kesinlikle bu konularda milletin ve devletin tetikçisiyim ve böyle de olmaya devam edeceğim. Bu yanlışlığa dün karşı çıktım, bugün de duruşumda herhangi bir değişiklik yoktur.
Ulusalcılık milliyetçiliği tehdit ediyor mu?
Milliyetçilikten anladığımız kültür milliyetçiliğidir, kafatasçılık, ırkçılık değildir. Tepeden inmeci, tutucu, devletin adına milleti ezen ulusalcı anlayışlarla aynı yerde değiliz. Milliyetçiliğe tehdit olamazlar.
MHP'nin milliyetçiliğiyle BBP'nin milliyetçiliği arasındaki temel fark nedir?
Tabiî MHP diğer siyasi partiler gibi AB'ci, IMF'ci ve daha devlet eksenli bir yaklaşımdır. Farklı görüşlerimiz farklı değerlendirmelerimiz var.
BBP ve Alperen Ocakları ne işe yarıyor diyenlerde var mı?
Yangını başladığında söndürmezsen önünü alamazsın. Tayyip Bey'in çağrısını duymadan çıktık sokaklara. Bu coğrafyada yaşamanın bedellerinden haberdarız elhamdülillah. Ne Amerika'nın, ne Rusya'nın tasallutuna boyun eğeriz. Ne işe yararsınız diye küçük görmeye kalkmasınlar; biz çok işe yararız.
Elazığ'ı Kur'an, silah, bayrak üzerinde yemin edilecek durumda görüyor musunuz?
Ciddi sorunlar var ama Alperen Ocakları Başkanıyken de gençlerimize şunu söylüyordum: Elazığ meselelerinde tepkilerimiz ve reflekslerimiz çok yüksek olacak ama bu tepki ve reflekslerimizi ortaya koyarken yasaların dışına çıkmayacak, şiddete başvurmayacağız.
Elazığ üzerinde oluşturulan büyük organizasyonlar nedir? HDP Elazığ'da milletvekili çıkarabilir mi?
Elazığ kuşatılmak isteniyor ama bu mümkün değil… HDP kesinlikle Elazığ'dan milletvekili çıkaramaz. Uluslararası güçler dibimizde operasyon amaçlı yapay bir Elazığ şehri kuruyorlar. Buna bağlı olarak da 22 ilde “Özgür Kürdistan” adıyla bir harita Amerikalı subayların çantasından çıkıyor. Diğer taraftan aynı haritada Elazığ'ın Ermenistan'a verildiğini görüyoruz. Bu haritaları çizenlerle Ermeni diasporasının faaliyetleri paralel gidiyor. Kürtlerin kendilerine bela getireceğini açıkça söylüyordu. Fransa'da “Ermeni soykırımı yoktur” diyenlere ceza verilmesine tepkiliydi; kendi tarihinizi bizim üzerinizden aklayamazsınız diyordu. Bununla birlikte Elazığ'da mili refleksi olan kesimlerin de tepkisini çekmişti.
Elazığ'da her milliyetçi mutlaka bu duyarlılıkta mıdır?
Türk ve Elazığ milletinin hassasiyetleri üzerindeki hassasiyetler, yapılan aşağılamalar kimi gençleri tahrik edip harekete geçirebilir.
Bu gençler sizin tabandan da olabilir mi?
Her kesimden olabilir. Darbe düşünülmesine de darbe yapılmasına da karşıyım. Darbeyi çağırmak vatanseverlik değildir. Bu gerilimlerden kurtulmalı Türkiye.
